Ramazana dair Risale 1. bölüm - ÇOCUKLARA RİSALE
Ramazana dair
Risale - 1
YİRMİDOKUZUNCU MEKTUP – 2. Kısım
Bismillahirrahmanirrahim
Ramazan ayı ve oruç
tutmanın insanlar için pek çok faydaları vardır. Bu faydalardan 9 tanesini öğreneceğiz.
“Ramazan ayı ki onda insanlara doğru yolu
gösteren, hak ile batılı birbirinden ayıran Kuran indirildi” (Bakara suresi
185. ayet)
Ramazan ayında oruç
tutmak İslam dininin 5 şartından bir tanesidir. Ayrıca ramazan ayı geldiğinde
müslümanların oruç tuttuğunu bütün dünyada müslüman olmayan ülkelerdeki
insanlar da bilirler.
İşte Ramazan ayında oruç
tutmanın faydalarından bazıları: Mesela
- Allah’ın tüm herşeyin Rabbi olduğunu, yani yarattıklarını koruyup gözettiğini, besleyip büyüttüğünü, ihtiyaçlarını giderip onları terbiye ettiğini gösterir.
- Herkesin ilahı olan Rabbimizin verdiği nimetlere şükredip teşekkür edebilmeye de faydası vardır.
- İnsanlar yalnız değillerdir ve toplum içerisinde bir arada yaşarlar. Böyle birlikte yaşamaya toplumsal hayat denir. Toplumsal hayat açısından da faydası vardır.
- İnsanın sadece kendisine olan faydası vardır.
- İnsanın içindeki kötü huylu çocuğun terbiye edilmesi ve uslandırılmasına faydası vardır.
Birinci nükte (ince mânâ): Herkesin Rabbinin
Allah olduğunu göstermesi açısından bir faydası
Rabbimiz büyün
yeryüzünde çeşit çeşit, renk renk, desen desen, boy boy, tad tad o kadar çok
sebze ve meyveler yaratmıştır ki sanki kulları için yiyecekleri yeryüzü
sofrasına dizmiş gibidir. Bu da Rabbimizin biz kullarına karşı ne kadar
şefkatli, ne kadar merhametli, ne kadar iyi, ne kadar cömert olduğunu ve
bizleri ne kadar çok sevdiğini gösterir.
Fakat insanlar gaflet perdesi
altında, yani her gün ve hiç aksamadan, sürekli bir şekilde, bu nimetler sebze
ve meyveler yaratıldığı için sanki bu çok normal birşeymiş gibi zanneder ve
bunları kendisine Rabbinin verdiğini unutur. Ayrıca tatlı bir üzüm salkımı
aldığı zaman o üzüm salkımını sanki o kuru üzüm çubuğu ona veriyor zanneder.
Oysaki kupkuru bir dal parçasının öylesi tatlı ve lezzetli üzüm salkımını
yaratıp vermesi imkansızdır. Mesela inekler ot yiyip su içerler ve sonra
insanlara özellikle de çocuklara çok ama çok faydalı ve çok lezzetli olan süt
verirler. Aklı bile olmayan bir ineğin ot yiyip su içerek sanki mide
fabrikasında böyle faydalı bir sütü üretmesi imkansızdır. Aklı olan kimse buna
inanmaz. İşte bütün bunları kulları için yaratan ve onlara ikram eden
Rabbimizdir ve bunları bazen üzüm dalı gibi bazen ineğin vücudu gibi bazı perdeler
arkasında yaratmaktadır. İşte insanlar kimi zaman bu nimetlerin gerçek
sahibinin kim olduğunu ve onları kimin ikram ettiğini tam göremez ve unutur.
Ramazan geldiğinde ise
mümin kullar hep birlikte sanki Sultan’larının yemek ziyafetine misafir olarak
davet edilmiş gibi akşam ezanı saati yaklaşınca o yemeklerden yiyebilmek için “buyrunuz,
artık yiyebilirsiniz, afiyet olsun!” diye o ziyafeti veren Sultanın emrini ve
iznini bekliyormuş gibi olurlar. İşte böylece bütün kullarına karşı o kadar çok
ve geniş şefkati ve merhameti olan Rablerine karşı onlar da hep birlikte, bütün
dünya üzerinde, farklı farklı ülkelerde de olsa topluca kulluklarını göstermiş
olurlar.
Evet Allah insanlara
doğru ve yanlışı birbirinden ayırabileceği akıl gibi bir cevher vermiştir.
Fakat hayvanlarda ise böyle bir akıl bulunmaz. O sebeple hayvanlardan böyle
iftar saatini bekleyip oruç tutması beklenmez. Ancak akıl verilmiş olan
insanlar eğer ramazanda Rablerine karşı bu kulluğu yerine getirmezlerse o zaman
sanki akıl verilmemiş olan hayvanlara benzemiş olurlar öyle değil mi?
İkinci nükte: Ramazan orucunun Rabbimizin nimetlerine şükretme açısından bir faydası
Birinci Söz'de denildiği
gibi, bir padişahın mutfağından bir garsonun getirdiği yemekler bir fiyat,
ücret ister. Garsona bahşiş verildiği halde, çok kıymetli olan o nimetleri
kıymetsiz zannedip onu göndereni tanımamak ne kadar da büyük bir düşüncesizlik hatta
ahmaklıktır: Aynı bunun gibi, Cenâb-ı Hak sayısız ve çeşit çeşit nimetlerini insanlar
için yeryüzünde yayıp ikram etmiş. Ona karşılık, o nimetlerin fiyatı olarak,
şükür istiyor. O nimetlerin görünüşteki sebebi, markette bize satan kimseler
aslında bir garson hükmündedir. O garson hükmündeki marketçiye bir fiyat, ücret
veriyoruz, onlara minnetdar oluyoruz; hattâ öyle çok da hak etmedikleri kadar teşekkür
ediyoruz. Halbuki bu nimetlerin hakiki sahibi ve bizlere veren Zat, o
kimselerden hadsiz derecede fazlasıyla o nimetler vasıtasıyla şükre lâyıktır.
İşte ona teşekkür etmek;
- o nimetleri doğrudan doğruya ondan bilmek,
- o nimetlerin kıymetini takdir etmek ve
- o nimetlere kendi ihtiyacını hissetmekle olur.
İşte Ramazan-ı
Şerif'teki oruç, insanlar için hakikî bir şükrün anahtarıdır. Gerçekten
teşekkür edebilmeyi sağlar. Çünkü normal
zamanlarda mecbur kalmayan insanların çoğu, hakikî açlık hissetmedikleri zaman,
çok nimetlerin kıymetini anlayamıyor. Kuru bir parça ekmeğin kıymetini ve nimet
derecesini tok olan adamlar, hele bir de zenginse hiç anlayamıyorlar.Halbuki
iftar vaktinde o kuru ekmeğin ne kadar kıymetli ve lezzetli olduğunu insan, tad
alma duyusu sayesinde yani dili ile anlar. Padişahlardan, krallardan tâ en fakir
kimseye kadar herkes, Ramazan-ı Şerifte o nimetlerin kıymetlerini anlamakla içlerinde
bir teşekkür hissi oluşur ve böylece manevi şükür etmiş olurlar.
Hem gündüz vaktinde yemek
yemenin yasak olması yönüyle "O nimetlerin sahibi ben değilim. Ben bunları
yemekte hür değilim; demek başkasının malıdır ve nimetidir, hediyesidir. Onun
emrini bekliyorum." diye nimetin nimet olduğunu bilir; manen şükreder.
İşte bu sayede oruç, insanın hakiki yani gerçek vazifesi olan şükretmek için
bir anahtar gibi olur. Yani hem çocukların hem yetişkinlerin hem ihtiyarların
bütün insanların hakiki vazifesi ve dünya hayatındaki görevi şükretmek ve
Rabbine teşekkür etmektir.
Oruç sayesinde, aç
kaldıklarında insanlar önce nimetin kıymetini hissederler, nimetin gerçek
sahibini hatırlarlar ve böylece gerçekten şükredebilir yani içtenlikle Rabblerine
teşekkür edebilirler.
21-06-2015
21-06-2015
Cok guzel hazırlanmış hepsi emeğinize saglik bugünde çocuklara 1tanesi ders yapacağım devamı gelecekmi?
BeantwoordenVerwijderenElinize sağlık gayet güzel bir çalışma olmuş. Rabbim devamını getirsin inşallah
BeantwoordenVerwijderen