Neden ÇOCUKLARA RİSALE ?


Dünyada sahip olduğumuz en değerli varlığımız çocuklarımız ve hepimiz onlar için her zaman herşeyin en iyisini isteriz. Hiç üzüntü ve acı çekmesinler hep mutlu olsunlar dileriz. Yavrumuz elini ateşe dokundurduğunda o ateş onun elinden daha çok bizim yüreğimizi yakar ve acıtır.

Elbette hayat sadece bu dünya üzerinde geçirdiğimiz süre ile sınırlı değil. Nasıl evladımızın dünya hayatındaki mutluluğu ve üzüntüsü bizi müteessir ediyorsa, asıl hayat olan ebedi hayatlarının bizi endişelendirmemesi düşünülemez. Sadece bu dünyada değil ahirette de ebedi saadet ister ve bunun için de onlara gerekli ahlaki ve dini eğitimi ve bilinci en doğru şekilde verebilmek isteriz. Ta ki onların minicik yüreklerinde iman hakikatleri kök salıp filizlensin ve ileriki yaşlarda fırtınalı felsefe düşünceleri ve rüzgarlarıyla sarsılmadan dünya yolculuğunu sürdürsünler, sapa sağlam bir imana ev sahipliği yapan pırlanta gibi bir kalple ahiretlerini kazansınlar.

Günümüzde bu donanımı aile içerisinde çocuklara verme (temsil ile ve örnek olarak, yaşayarak göstermenin önemini hatırda tutarak), ahir zamanın getirdiği yoğunluk ve vakit darlığından, daha çok yatmadan önce çocuklara kitap okuma formatında gerçekleşmektedir. Ben de kendi çocuklarıma yatmadan önce kitap okuyarak bu ihtiyacı gidermeye çalışan birisiyim. Ancak kaynak bulma konusunda malesef oldukça şanssız olduğumuzu düşünüyorum. Benim çocuklarım 6-9 yaş grubu aralığında ve onların anlama seviyesinde, kısa ve sade cümlelerle anlatımı seçmiş ve o yaş grubunun bildiği kelimeleri tercih ederek anlatan bir kaynak bulamadım henüz. Bulduklarımsa genelde masallar, erdem serisi ve güzel özellikler kazandırmayı hedefleyen sınırlı kitaplardı. Belki ben bulamamış olabilirim ama bu bile bulunamayacak kadar az olduğunun bir göstergesi olsa gerek.

Kalp, vicdan, ruh gibi farklı latifelere sahip olan insana dış dünyadan gelen bilgiler önce akıl filtresinden ya da akıl midesinden geçirilir ve daha sonra diğer latifeler kendilerine gereken besini alırlar. Bu, yetişkinler için olduğu gibi çocuklar için de geçerlidir ve çocukların akıl ve düşünce seviyelerinin yetişkinlerden daha aşağı olmadığını Bediüzzaman hazretleri “Bir çocukla konuşup söz anlatmak bir filozofla konuşmaktan aşağı değildir.” şeklinde ifade etmiştir.

Hem akıl hem de kalbi doyuran ve asrımızda insanlığın iman hastalığının ilacı olan Risale-i Nurlardan çocuklarımız da ruhi ve kalbi gıdalarını alsınlar istedim. Tercüme olmadığı gibi bazı kısımlar atlanıp bazı açıklamalar da eklendi. Yani eserin orjinal metni okunup, burada verilecek mesaj çocuk seviyesinde nasıl ifade edilir sorusuna cevap bulmaya çalışarak yazmaya gayret ettim.

Bu ihtiyacı hisseden başkaları da vardır belki ve istifade edilebilir diye sizinle paylaşmaya karar verdim. Vaktim müsade ettiğince yeni bir bölüm eklemeye gayret edeceğim. Her hafta iki sayfalık bir yazı ile yaklaşık 6.000 sayfalık eserlerin tamamını hazırlamak üç bin hafta eder ve bu 58 seneye tekabül eder ki her hafta bir bölüm eklemek dahi oldukça zor. Bu zamana kadar çocuklarımız çocuk olmaktan çıkmış belki bizler de ahirete göçmüş oluruz.

Bu sebeple diğer okuyucuların da katkıları ve gönderecekleri kısımları burada “Çocuk Risalesi” adı altında paylaşıp salih bir havuz oluşturabilir miyiz acaba diye bir soru yöneltiyor ve hazırladığım kısımları ekliyorum.

Reacties

Een reactie posten

Populaire posts van deze blog

Birinci Söz - ÇOCUKLARA RİSALE

Dördüncü Söz - ÇOCUKLARA RİSALE

Yirmibirinci Söz 1. bölüm - ÇOCUKLARA RİSALE